23 Eylül 2016

Odessa Gezi Rehberi



Merhaba herkese. Lviv yazımda belirtmiştim, Can Engin arkadaşım ile Odessa ve Lviv turu yapmıştık bayram tatilinde. Lviv yazıma ulaşmak isteyenler için BURADAN okuyabilirsiniz. İki şehri beraber yaptığımız için bazı kısımlar aynı olabilir genel bilgi kısımlarında.

🔻ODESSA GENEL BİLGİLER



Genel ufaktan bilgi vermek gerekirse, Ukrayna ile aramız da saat farkı yok ama kış saatine geçildiğine 1 saatlik bir fark oluşacaktır, malum artık ülkemiz tek saat kullanıyor yaz kış ayırmadan, bu nedenle kışın 1 saat fark yazın aynı saat dilimindeyiz. 

Yazıyı yayınlama zamanım ile 1TL=8,65 UAH(Grivna), biz gittiğimiz zaman 9'du gerçi, kolaylık olması açısından Devlet Bahçeli gibi sonundaki sıfırı atıyorduk kaç lira ettiğini bulmak için. 

Eylül 12-18 tarihleri arasında gittik ve hem Lviv hem Odessa hava sıcaklığı 22-27 derece arasındaydı.

Adamlar Putin'den Lviv'de yaşayanlar kadar nefret etmiyor. Ülkenin doğusu ve batısındaki asıl fark Rusya'yı sevip sevmeme gibi.

Vodafone kullanıyorum ben operatör olarak ve gittiğimde Passport geçerli değildi ama her yerde Wi-Fi bulmak mümkün.

🔻NASIL GİDİLİR?

Biz Pegasus ile gittik. Bunun dışında THY, Onur Air ve Ukranian Airlines uçuş gerçekleştiriyor Lviv'e. Biz Skyscanner ile en ucuz bileti araştırıp gitmiştik, döneme göre firmayı seçebilirsiniz. Ayrıca sadece İstanbul değil, Antalya'dan da uçuşlar var Odessa'ya.

Eğer Ukrayna'nın başka şehirlerden gelecekseniz alternatifler Tren, uçak ve otobüs. Otobüsler gerçekten çok eski o yüzden hiç tavsiye etmem. Vakit ve o aralıkta ucuz biletler varsa uçak bakabilirsiniz. En son alternatif ve bizim Odessa'ya giderken tercihimiz Tren oldu.

Tren'de şehre göre süre değişir. Biz Odessa'ta 13 saat süren bir yolculuk sonunda gittik. Tren bileti alırken mutlaka 1st class, eğer o trende yoksa 2nd class alın. 3rd class, en ucuz olan bileti almamaya çalışın. Bizde olmadığı için first class, 2nd class bilet almak zorunda kaldık. 2nd class'ta kompartımanda 2 adet ranza var, üst katta eşyalarınızı koymak için bölüm var, altta ise yatak altına eşya koyabiliyorsunuz. biletiniz nereye kesildiyse orada oturmak zorundasınız, her vagonda ayrı görevli var ve kontrolünü yapıyor. Şansımıza (nasıl bir şanssa) iki tane bira içen Ukraynalıya denk geldik biz kompartımanda. Neyse ki zararsız tiplerdi (Türküz diyince tabi biraz geri vites atıyorlar). Biz ne olur ne olmaz üstte yattık arkadaşımla. Arada duraklarda duruyor ediyor deliksiz bir uyku çekmeniz zor ama yine de denenemez diyebileceğim bir şey değil. Özellikle 4 arkadaş olan gruplarda tavsiye ederim. Eğer 1st class bulursanız direk kompartıman 2 yataklı 4 değil, daha rahat olur.


🔻NEREDE KALINIR?

Çoğunlukla otel yerine ev kiralandığını göreceksiniz Ukrayna'da. Kiralama için Booking veya Airbnb önerebileceğim siteler. 

Biz Airbnb kullanarak ev kiraladık Lviv ve Odessa'da. Eğer ilk defa kullanıyorsanız Airbnb, arkadaş davet ederseniz ve o üye olursa size 70TL indirim veriyor. Biz bunu kullanarak arkadaşım beni davet etti bende onu başka maille davet ettim toplam 140 lira indirim kuponu almış olduk. 70'i Lviv'de, 70'i Odessa'da indirim olarak kullandık ve konaklamamız sonrasında, arkadaşın konaklama yaptı diye ilave 70TL daha sonrası için indirim kuponu verdi bize. Eğer kullanmadıysanız hiç Airbnb, arkadaşlarınızla birbirinizi davet etmenizi tavsiye ederim.

Biz trenle indiğimiz için diyorum, etrafta çok fazla evini kiralayan adam, kadın göreceksiniz ama ne çıkar nasıl olur güvenilmez, o yüzden en iyisi önceden internetten resimlerini görüp bir yeri ayırtmak, ayrıca ülkeye ilk Odessa'dan girecekseniz ve kalacak yer ayarlı değilse girişte sıkıntı çıkartabilirler.

Booking.com 15$ indirim için tıklayabilirsiniz.


Odessa'da iki alternatifiniz var kalmak için. Ya Arcadia bölgesi, yada şehir merkezi. Ben Odessa'ya geldim, plaj, deniz, gece hayatı istiyorum diyorsanız Arcadia bölgesinde konaklayın ama şehir merkezinde güzel konaklayın, akşamları kafeye bara gideyim, parklarda oturayım düşüncesinde iseniz şehir merkezini tercih edin. Arada ciddi fark var, yazının ileri aşamasında fark edeceksiniz zaten.

Biz Arcadia bölgesinde, Airbnb'den ev kiralamıştıv ve ev gerçekten çok güzeldi, her odasından deniz gören ve sahile çok yakın bir yerdeydi ama son günümüzde fark ettik ki, şehir merkezinde olsak çok daha iyi olacakmış.

🔻ODESSA İLE İLGİLİ DİPNOT



Bunu hiç yazmadım, ileride başka yerler için de pek yazacağımı sanmıyorum ama yazının devamı öncesi bir uyarı niteliğinde yazmak istedim. Konaklama kısmında dediğim gibi, bizde internet önerileri araştırmaları sonucu, merkezde bir şey yok, asıl olay sahil ve beach clublar da diye Arcadia bölgesinde ev kiraladık ve vaktimizi burada geçirdik.

Gündüz sahil bizim Akdeniz sahilleri gibi değil, Karadeniz sahili. Çok sıcak yandım bittim kül oldum durumu olmuyor. Ama bizim gittiğimiz dönem (eylül ortası) soğuk bir denize sahipti ve saatlerce yüzülebilecek bir kıvamda değildi.

Gece hayatı ve genel olarak arcadia bölgesi ile ilgili eleştirim, gündüz bir beach cluba gitseniz veya akşam nereye olursa olsun, sadece ortalık godoman arap ve türk kaynıyor. Arkadaşım Can ile neredeyse, "abi boşver gidelim eve burada ne işimiz var" moduna girdik. Laf yanlış anlaşılmasın, gidelim kızlarla eğlenelim düşüncesi ile giden biri değildik, yeni yerler görelim edelim düşüncesi ile gittik ve tamamen duvara toslamış gibi olduk. Bayanlara nasıl davranacağı konusunda 1 gram bile fikri olmayan arap dolu, Türkler desen, para vereyim masa kapatayım millet parama baksın modunda, o kadar övülen Odessa gece hayatı, beach club'ı, Arcadia bölgesi tamamen beni şehirden soğuttu. Bunu anlayan kızlarda çözümü bulmuş, bizim sapık kitleye yediriyor, içiriyor sonrasında da haydi güle güle diyerek ayrılıyor. En iyisini de yapıyor bence. O yüzden genel bir hem gideceklere uyarı olsun bu yazdığım hemde ufak bir isteğim olsun, gidecek erkek arkadaşlar lütfen herkes sınırını, eğlenme eşiğini ve kime nasıl davranılır bilsin, üstümüzde zaten iğrenç bir Türk lekesi varken Ukrayna'da, dahada beter edeceğimize, bu çocuklar bak eskilerden farklı, sakin efendi, eğitimli iyi insanlar dedirtelim. Bazı kişilerden, diğer türklerden çok farklısınız lafını işittiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum, umarım sizde ayrı kefeye koyulursunuz, ileride de hoşlanmadığımız insanlar azınlık olur.

🔻ODESSA

İçimi az buçuk döktükten sonra Odessa'ya geçeyim. Lviv'den trenle 13 saat sonunda Odessa'ya vardık ve indiğimizde tren garında bir Ukraynaca opera müzik vardı. Bir anda kendinizi sanki savaştan çıkmış, geri memleketinize gelmişsiniz de, sevgiliniz falan kucağınıza atlayacak gibi hissediyorsunuz ama atlayan olmadı :( İlk dikkat çeken şey evini kiralamak isteyenler çok fazla. Ama dediğim gibi uzak durmakta fayda var.


Eğer şehirde vakit geçireceğim, uçağım geç saat vs gibi düşünürseniz ve bavulunuzu, çantanızı bırakmanız gerekiyorsa tren garında mevcut. Çanta başı 25UAH verdik, gece 24:00'a kadar açık.

Tren garının hemen yanında I love Odessa yazısı var, gece ışıklandırma ekliyorlar, biz gece resim çekildik, son gece son anda fark ettik bizde. Ana kapıda değil, yan kapının çaprazında kalıyor yazı.


Şehir içi ulaşım için uzak mesafede taksi tercih edin, zaten ucuz, eğer şehir merkezinde iseniz en uzak yer yürüyerek 20-30 dakika arasında.

Dediğim gibi Odessa'da iki alternatif var. Ya şehir merkezi, ya da Arcadia bölgesi.
🔺Arcadia
Biz Arcadia'da kaldığımız için buradan başlayacağım. Tren garından çıktıktan sonra taksi ile 100UAH'ye Arcadia bölgesine gittik. Burada taksiciler ile pazarlık etmeyi sakın unutmayın. Önemli nokta bu maalesef. Bunun dışında gitmek isterseniz tramvay 4 ve 5 numaralar Arcadia bölgesi kapısına kadar gidiyor 2UAH bir kişilik bilet ama yürüseniz daha hızlı gidersiniz, o derece yavaş tramvaylar. Biz taksi ile giderken, yol üstü başka bir bayan da aldık taksiye, arada böyle şeyler olabiliyor. 


Arcadia bölgesinde ev kiraladığımız için evde yemeğimizi yapabiliyorduk. Yemek konusunda burada çok fazla alternatif yok çünkü. 


Arcadia bölgesine indiğinizde benim ilk hissettiğim bizim alışıldık sahil tarafları gibi. Ufak hediyelikçiler var ama çok değil. Sahil tarafları Beach clublar ile dolu ama bizdeki gibi 5 yıldızlı oteller bütün sahili kapatmış durumu yok, istediğiniz sahile geçebilirsiniz. Eğer mekanların şezlongunu veya havuz başını kullanacaksanız, o zaman para istiyorlar. Bizden bir şezlong için 200UAH isteyince, dedik gerek yok o kadarına. Arcadia üst kısmı ise, bizdeki açık hava AVM'lerini andırıyor. Sağlı sollu restoranlar ve mağazalar, orta kısım boş, banklar ve peyzaj var. 


İlk gezdik gördük ve hayal kırıklığı oldu Arcadia bizim için ve hiç beklediğimiz gibi olmadığını gördük. Sezon sonuna gelmiş olmamız tabiki etkili ama yine de dolu olduğu zamanda da, aşırı bir fark olmayacağı ve sadece daha çok türk ve arap popülasyonu içereceğinden pek beğenemedik. 


Sahil kısmına gelirsek, eğer rahat edeceğim, paraya kıyarım derseniz, beach clublarda havuz başı veya deniz kenarı şezlonglar alabilirsiniz. Okuduğum kadarı ile mutfakları da gayet başarılıymış. Bar sürekli yanı başınızda zaten. Biz tercih etmedik ama çok daha kalabalık bir dönemde, bizim otel konsepti gibi daha canlı müzik, animatörler vs eğlenebilirsiniz, bu nedenle gittiğiniz dönem gerçekten önemli. 


Biz halk plajı olarak tabir edebileceğimiz şekilde havlumuzu aldık sabahtan, mayomuzu giyip, boş plajda yayıldık. Eğer isterseniz arcadia bölgesi zaten çok büyük değil, markette var yemek içme için plajda, ama yine de sonrasında çöpümüzü kaldıralım lütfen. Sahil kumu hiç yapışıp kalmayan bir cins, silkelediğiniz zaman hemen düşüyor. Sahil uzunca gidiyor, bazı kısımlar kayalık bazı yerler kum, belirli kısımlarda bu alanlar bölge bölge ayırmışlar zaten, her bölgede fark ettiğimiz, deniz derinliği farklıydı. Deniz sonrası duş ve soyunma kabini mevcut plajda. 


Yemek konusunda eğer burada kalacaksanız gün içerisinde fast food zincirlerinin çakmaları da var (aa burda bu varmış diyorsunuz ama taklidi aslında), lokantalar, bir adet de türk mutfağı ve mangal restoranı bulunmakta. Deniz kenarı atıştırmalık için ufak market mevcut. 

Bunun dışında anlatabilecek çok fazla bir detay yok Arcadia bölgesinde gün geçirme amacında.

Gece hayatına gelecek olursak biz 2 mekana girdik.
    • Ibiza Beach Club. Herkes bize burasının ismini söyleyip durdu, türkü yabancısı, interneti, foursquare'i. Bizde dedik e gidelim madem. Tam bir hayal kırıklığı hem gündüz hem gece. Tamamen godoman türk ve arapları yolma mekanı. Zaten çok ta dolu değildi. Dediğim gibi belki dönemden kaynaklanıyor olabilir ama damsız almıyoruz olayı da yok ülkede, bu nedenle hiç hoşlanmadığımız, gündüz gereksiz pahalı, akşam gereksiz profillerle dolu bir mekan.
    • Itaka. İkinci gittiğimiz yer ise Itaka oldu. Okuduğum kadarı ile Arcadia bölgesindeki en iyi ses sistemi burada. Burası da Ibizadan farklı olmayarak, arap ve türk dolu. Ibiza ile kıyaslandığında en azından baya kalabalıktı burası ama kalabalığın oranını düşününce pek hoşta gelmiyor. Biz buraya kadar geldik bari bir yere girelim diye zorla girdik, o kadar arabı gördükçe giresiniz gelmiyor çünkü. İçeride bar kısımlar ise tamamen bir erkek bir kız modunda. kızlar bizimkileri sömürme durumunda. Dansa vs hiç çıkmada, masalardan, localardan veya bardan kalkmadan yiyip, içip bizimkileri evlerine yolluyorlar. Sadece dans edelim eğlenelim yeter gecemiz güzel geçsin deseniz bile, apaçi haliyle ortada dolaşan araplar, kızlara iğrenç davranışlar, dans zevkinizden de soğutuyorlar.

Arcadia bölgesi ve gece hayatı ile ilgili kararımız, bir gece görün ama şehir merkezinde ki güzellikleri kaçırmaya değmez bizce burası.
🔺Şehir Merkezi
En büyük yanlışımız burada oldu diyebiliriz. Arcadia bizi iyice baydıktan sonra son gün gece 02:00'da uçağımız vardı dönüş. Dedik merkeze gidelim orada geçiririz vakit. Tren garına çantalarımızı bıraktık, ve geri şehir merkezine geldik. 

Tren garından ileri kısımlar zaten şehir merkezi tamamı ile ama denize yaklaşmadan sadece ara sokak gibi geliyor merkezi kısımlar. 

Tren garından yukarı Pushkins'ka caddesinde yürüdüğünüzde en sonda sizi Arkeoloji Müzesi, Belediye Binası ve Alexander Pushkin anıtı bekliyor olacak. Belediye binası önünden Odessa'yı gezen minik trenler kalkmakta, eğer binmek isterseniz. 

 

Belediye binasına dik gelen bir park göreceksiniz. Zaten yolun sonu bu kısım, ilerisinde biz gittiğimiz zaman biz Türklerin yaptığı sahil yolu restorasyon çalışması vardı. Bu park özellikle gece çok güzel, ışıklandırması, sokak müzisyenleri ile. Gündüzleri burada yine kaykaycı gençler, bazen sokak çalgıcıları görmek mümkün. Parkın ilerisinde Duc de Richelieu Heykelini ve onun hemen aşağısında Potemkin Merdivenleri'ni görmeniz mümkün. Bir gittiğimizde tabi restorasyon çalışması olduğu için çok etkileyici bir görüntü yoktu ama eski resimlerine baktıkça gerçekten hoş olduğunu görebilirsiniz. 

 

Geceleri Parkın ilerisinde eşli danslar, yapıldığı zamanlar oluyor. Biz tango'ya denk gelmiştik ve gece loş ışıkta tango izlemek ayrı bir keyifti.


Potemkin merdivenlerinden aşağıya indiğiniz zaman karşı yolda eski tren garı ve ileri kısımda ise Odessa Yat Kulübü var. Burada hoş olan ve göze ilk çarpan şey, Lviv'dekinin aynı tarzda I love Odessa yazısı. Hemen arkasında ise Zolote Dytia anıtı. Metalden baya büyük bir bebek modellenmiş. bebeğin ayak topuğuna dokunan kişiler için geri gelirmiş Odessa'ya deniliyor ama her yerde var bu bildiğimiz gibi :) 

 

Bebekten ilerlediğimizde ise gemici kocasını çocukları ile uğurlayan bir bayan heykeli var. Güneş çok kötü açıdan bize geldiği için çok üzüldüm resmini çekemediğime ama direk denizde gemiye bakar yönde bu heykelin yapılmış olması çok hoşuma gitti.

Merdivenlerden aşağı kısımda ise yat kulübü ve 2 adet restoran, Aziz Nicholas Kilisesi var, ayrıca buradan tekne turları yapılmakta. 


Bu kısmı bitirip geri meşhur merdivenlerden yukarı çıktıktan sonra, Duc de Richelieu anıtının karşısında uzanan Katerynyns'ka sokağı bulunuyor. Buradan asıl şehir merkezine doğru gitmek mümkün. Ayrıca sağlı sollu pek çok kafe bulmanız mümkün burada. Cadde sonunda orta göbekte ise II. Catherine anıtı yer almakta. 


Lviv'de ünlü güzel Opera Binası var dedik, burada da var tabiki. Gitmenizi öneririm, yine önünde güzel bir fıskiye ile çok hoş bir görüntü sunuyor. Roma'dan alışkanlık artık her gördüğümüz şelale, fıskiye ye bozuk para atar olduk bizde, atmak serbest :) 

 

Ve geldik asıl güzelliğe. Kelimelerle bakalım tarif edebilecek miyim. Burayı son dakika gördüğümüze gerçekten çok üzüldük Can'la. Neresi mi? Derybasivska Caddesi. Mutlaka ve mutlaka görülmesi gidilmesi gereken bir yer, gündüz gayet güzel, gece ise apayrı, ışıklandırmasıyla gözümüzü alan bir cadde. Bu caddeye bağlanan paralel ve dik caddelerde bizim nişantaşı tarzında, renkli, hareketli caddeler ve kafeler ama asıl olay tabiki Derybasivska caddesinde. 

 

Gayet geniş Derybasivska caddesinde, her türlü restoran bulunmakta. Gayet geniş bir cadde, seyyar hediyelikçiler, pamuk şeker yapanlar, sokak göstericileri ile dolu. Caddenin ilerisinde ise şehir bahçesi bulunuyor. Bizim şansımıza gece bu parkta konser vardı. Ayrıca park girişinde Leonid Utiosov anıtı bulunuyor. 

 
 

Lviv'de gördüyseniz veya Lviv'e uğramadıysanız, Lviv Handmade Chocolate bir şubesi burada bulunuyor. 

Caddede yukarı doğru giderken solunuzda kalan geniş alanda ise Athena isimli alışveriş merkezi bulunmakta. 

Caddenin sonuna geldiğinizde ufak bir kapı şeklinde yapı var. Sonrasında ise karşıda Spaso-Preobrazhensky Kilisesi'ni (Katedral) görebilirsiniz. Katedral meydanı ise ayrı bir güzellikte. Katedral meydanında ufak bir kısma yaşlılar masaları ile gelmiş satranç oynuyordu. Aynı zamanda çocuk parkı mevcut. Kilise girişi yanda arka tarafta ilginç bir şekilde. İçeride resim ve video çekmek yasakmış. Kilise meydanı etrafında ise, aslında bütün kilise etrafında hedielik eşya satan insanlar, tablo satanlar, deniz kabuğu ürünleri satanlarla dolu. 

 

🔻NE YENİR, NE ALINIR?

Buraya kadar gelmişken, rus mantısı yemeden olmaz tabiki. Rus mantısı dediysek illa etli olacak değil, bizim yediklerimiz peynirli ve patatesliydi. İkinci olarak çikolata yiyin ve kahve için. Yemek konusunda Derybasivska caddesinde bir sürü alteratif bulabilirsiniz. 


Hediyelik eşya konusunda size ilk önerim Spaso-Preobrazhensky Katedrali etrafındaki tezgahlar. Hem hediyelik anlamında her şeyi bulabilirsiniz, hemde daha ucuza getirirsiniz.

Eğer dönüş uçağınız Odessa'dan ise, dönüşte alkol limiti yok duty free'de. Yardırmak isteyen yardırabilir, hem dolar hem euro hem UAH ödeyebilirsiniz. 


Sonuç olarak Can'la ilk olarak tamamen bir hayal kırıklığı, sonrasında ise bizim gönlümüzü tam anlamıyla alan bir şehir oldu. Tek şikayetimiz, keşke baştan Arcadia'dan uzak durup, tamamen şehir merkezinde vakit geçirseydik. Benim tavsiyem, mutlaka şehir merkezini hem gündüz, özellikle gece mutlaka gezin, herkes Arcadia yazıyor, orada eğleneceğiz coşacağız diye düşünmeyin, şehre bir şans verin!

Herkese iyi günler, iyi yolculuklar şimdiden :)
Paylaş:

0 Yorum:

Yorum Gönder